11 Ağustos 2017 Cuma

Tarihi köy CumalıKAZIK


     10 / 08 / 2017  Çocuklarla can sıkıntısı Cumalıkızık'a gidelim hem bir gözleme yeriz hemde tarihi köy evleri arasında sokak gezmesi yaparız dedik. Ancak her turistik mevkiye gelen yerde olduğu gibi fırsat esnaflığı almış başını yürümüş. Her köy evi ticarethane , her sokakta doğal olduğu iddia edilen organik veya ev yapımı ürünler. Tezgahlar ve satılan ürünler yüzünden evler görünmüyor. Köy köy olmaktan çıkmış fırsatçı , vurguncularla dolu  bir pazar yeri havasına bürünmüş

     İç bölgelere , esnaf olmayan sokaklara girdiğinizde o güzelim dokuyu anca soluyabiliyor köy havasını görebiliyorsunuz , işte o ara sokaklardan bazı görüntüler











6 Ağustos 2017 Pazar


KRİZ VAR KRİİİİİİZ.......!!!

KERİZ de olabilir.

            2 Ağustos sabahı 2 arkadaş çocuklarla Ören -Ayvalık - Asos gezisi yapalım dedik.  Ören'e hemen her sene uğrarım , tatili orda yapmasak bile geçerken uğrar Sevinç pastanesinde Sevinç ablanın çayını içeriz.  Bu sene de ilk durağımız Sevinç abla oldu. Önce aracımızı her sene olduğu gibi yer bulabilecek miyiz kaygısıyla park etmeye gittik. Her yer boş....   Sevinç ablaya bu sene sezon kötü galiba dedik '' Geçen sene darbe nedeniyle işler konusunda perişan olduk , bu sene geçen sene ki işleri arıyoruz'' dedi
          Sahile indik , hafta içindendir dedik ama sahil de her zamankinin yarısı kadar bile dolu değil , akşam çarşı gezmesi yaptık fazla sakin...
          Neden ;  Bence nedeni sadece ekonomik değil , kültürel.  Yani buna bende dahil , tatil beldelerinde enayi yerine konmaktan , gereksiz pahalılıktan , kıro esnafın yapışkan ve taciz edici yaklaşımları , işletmelerin burnundan kıl aldırmaz havaları.... milleti fazlasıyla bıktırdı.
         Uçak bileti ve herşey dahil Rus turistler  1450 liraya Antalya'da 5 yıldızlı hotellerde tatil yaparken biz kendi memleketimizde  o parayı daha yolda tüketiyoruz.
         Son 3 senedir tatillerimi yurt dışında değerlendiriyorum ve oraları gözlemleyip kıyaslıyorum.  Bir kere şu an tatil beldelerinin boş olmasında en büyük etken bana göre tatile çıkanların yarısı tur , toplu ulaşım veya kendi araçları ile YURT DIŞINDA olması. Balkanlarda 7 ülke gezdim bazı yerlerde turistlerin yarısından çoğu TÜRK.  Bir haftalık süreçte binlercesini gördüm , görmediklerim , ve gitmediğim diğer ülkeler ve de yaz süreci boyunca diğer zamanlardaki sayıları düşünün.

         Bana da takılanlar oldu , paraları yurtdışına götürüyorsun yurtta kalsın diye. Çok ama çok büyük fark var , temizlik , insanlık , doğa , ucuzluk , saygı , kültür .....
         Düşünmek lazım , diyecek çok fazla birşey bulamıyorum ama özetle 

EĞİTİM ŞART 

18 Temmuz 2017 Salı

ARABA İLE AİLECE  BALKAN TURU  - 2017 



           Geçen yıl planladığımız , bir yıl boyunca adım adım harita çalışarak  hazırlıklarını yapıp 18 Temmuz için gün koyduğumuz ancak yaşanan olağan üstü hal sebebiyle ertelemek zorunda kaldığımız ,  Kurban Bayramında kısasını gezdiğimiz Balkan turunu bu sene nihayetinde gerçekleştirdik.
            Yaklaşık 10 ay önce yapmış olduğumuz kısa turu yine bu blogta anlattım , bazı şeyleri aynı olmasın diye yazmayacağım , oradan da bilgi alıp fikirler edinebilirsiniz .( Buraya Tıklayınız)
            Hazırlık , güzergah , yakıt , konaklama , yeme içme , maliyet vs  tüm ayrıntıları vermeye çalışacağım.  Gitmeyi düşünüp ekstra sorusu olanları da site üzerinden ya da mail ile cevaplamaya çalışacağım (gitarci@yahoo.com)

             Öncelikle şunu kesin söylemem gerek , bu gezi için en uygun zaman mayıs - haziran. Çünkü daha sıcaklar bastırmamış, kalabalık turlar ve turistler yok dolayısıyla yer bulma ve daha ucuza gezmek mümkün. Eylül ekimde de olur ancak havalar daha erken kararmaya başlaması ve eğilimin kışa doğru gidiyor olması iç karartıcı geliyor bana.

              Önemli bir konu daha var;  Bir çok siteden yararlanıp hazırlık yapacaksınız muhtemelen ancak bunların bir çoğu cesaret kırıcı olabiliyor ve de tavsiyelere çok ta takılmayın. Örneğin falanca restoranda yiyin çok güzel diye okursunuz da o kişi o şehirde 50 tane restoranın 49 unu denemeden kendi beğenisini sunmuştur. Maceraya açık olun ve biraz kendi mantık ve ön sezilerinize güvenin derim. Konuya araba örneği katayım; herkes kendi bindiği arabayı över ama herkesin beğenisi aynı değildir , kime göre neye göre iyi düşünmek lazım.  Biraz uzun oldu ama bu durumu yaşadığım deneyimle anlatayım ;
              Tüm Forumlarda ve facebook gruplarında amman Arnavutluk'a gitmeyin , yolları berbat , şoförleri çok kaba yazılarını okudum. İster istemez önyargılarımızla beraber ürktük. Ohrid'te Türkçe konuşan bir gence sorduk abi yolları mükemmel dedi , az evvel dediğime geliyor konu , köyde  toprak yollarla boğuşan veya tüm seyahatini otobanda gerçekleştiren biri aynı yorumu yapamaz. Arnavutluk bizim için oldukça keyifli geçti (Tiran'da herkes gibi bizde kaybolduk o sayılmaz :)  , nedenini sonra açıklayacağım)

HAZIRLIK SÜRECİ;
               Tanıyanlar bazı ayrıntıları bilirler ancak bilmeyenler için öğretmenim ve yeşil pasaport sahibiyim. Bursa'da görev yapıyorum ve Memleketim Lüleburgaz. Bu yıl seminer döneminin 2. haftasını Lüleburgaz'da geçirdim (Balkanlar burdan daha yakın :)  )  bayramıda geçirdikten sonra tatil süreci başladı.

       **** Önce ki çıkışlarımızda uluslararası ehliyet alınıyordu ancak ehliyetlerin yenilenmesiyle buna gerek kalmadı, daha önce en son ehliyet için 460 lira ödemiştim. 
      Yeşil sigorta aracınız için mutlaka yaptırmanız gereken uluslar arası trafik sigortası. Bunun için sigorta acentelerini kullanabilir ya da İpsala ve Kapıkule sınır kapılarında ki TURİNG bürolarından yaptırabilirsiniz. Ücret ve ayrıntılı bilgi için tıklayınız .   Tavsiyem aracınız için kaskonuza ne olur ne olmaz diye hırsızlığında dahil yurt dışı paketi eklemeniz. Çok büyük bir meblağ değil ama tercih sizin. İsterseniz sağlık sigortası da ekleyebilirsiniz.  Kapıda bir de (daha önce bankalardan da alınabilir) kişi başı 15 tl olan yurt dışı çıkış harç pulları var.  (Ne yazıkki henüz sınırı geçmeden yaklaşık 500 tl gitti ama sonrası rahat)
      Eşya  konusunda olmazsa olmazlar;  Tuvalet kağıdı , ıslak mendil (yurtdışında taharet musluğu yok)  bol miktarda su , dayanıklı yiyecek malzemeleri (makarna ,hazır çorba , sallama çay. , çerez vs...) Şapka , iyi bir yürüyüş ayakkabısı vs vs . Bunları başka yerlerden ayrıntılı bulabilirsiniz ama önerim mümkün olduğunca az ve öz kıyafet ve eşya.  
       

   Y U N A N İ S T A N   

29 / 06 / 2017
443 Km - Ortalama 7 saat (molalar , benzin ve 1 saat sınırda oyalanmalar da var)
          Lüleburgaz'dan saat gece 01:00 da aracın km mesafe sayacını sıfırlayarak yola çıktık, Depoyu doldurduk. (Gece çıkma sebebimiz yollar çok iyi ve biz daha öncesinden güzergahı iyi bildiğimiz için gündüzü ve sıcağı yolda geçirmeyip gece konaklamadan 1 gün de olsa tasarruf etmek)
 Yaklaşık 2 saatlik yolculuktan sonra İpsala sınır kapısına geldik. Sınırdan önce ki son benzinlikte depoyu tam doldurduk. Lüleburgaz'dan İpsala sınır kapısı 160 km sürdü. 
         ***Dikkat ; sınırdan sonra harika bir otoban var ama yol boyunca bizde ki gibi benzinlik ve mola yerleri yok. Depoyu mutlaka doldurun. Olur da yakıt gerekirse , ya da tuvalet ; otobandan köy , kasaba gibi yerlere çıkış yapıp sonrasında tekrar otobana dönmelisiniz ki bu yol ve zaman kaybı.*** 
Sınırda Duty free de mola verdik , öncesinde yeşil sigorta , çıkış harcı , WC vs derken ortalama 1 saat oyalanmışız. Saat 04:00 gibi sınırdan çıkıp Yunanistan'a geçtik , sıra yok bekleme yok , geçişler 3-4 dk sürdü.
Karidi Beach
            Daha önceden gördüğümüz yol üzerinde , Dedeağaç (Aleksandroupolis) , Gümülcine (Komotini) , Kavala gibi yerlere uğramadan yola devam ettik Kavaladan sonra Volvi gölüne gelmeden otobandan çıkıp gölün alt tarafından Halkidiki'nin içlerine doğru yöneldik , yol üzerinde çok güzel doğa manzaraları güzel Yunan köy ve kasabaları var , yeşillik harika. 2 yıll evvel 3 parmak şeklinde yarım adanın  ortasında batı tarafında tatil yaptık ama doğusunu merak etmiş gezememiştik. Bu sefer önce oraya bir bakalım dedik , Güzergah Karidi Beach , Yol üzerinde bir sürü tatil köyü tarzı hotel motel var sıralanmış , kamp alanı şeklinde ağaçlık bir yerde aracımızı bırakıp orman içi harika bir koya geldik. Aracı orman içi gibi bir yere bırakıp sosyal ortamdan uzak lması ve daha çok piknik alanı gibi görünmesi nedeniyle burası ilgimizi çekmedi.
              2 yıl önce ki mekanımıza doğru yollandık , Saat 10:00  gibi Nea Marmara - Paradisos'a geldik , ve önce ki gelişimizde kaldığımız  J&P Studios'a gittik sahibinin kızı bizi görünce çok şaşırdı ve sevindi ancak hiç boş yer yokmuş , hemen bize ikramlarda bulunup çevreden yer araştırmaya başladı. (önce ki gelişimizde çok memnun kalmıştık , denize sıfır sayılır ve ailece geceliği 40 € idi)

J&P Studios - Paradisos
        O  bakarken bizde dolaşmaya başladık. Sezon çok kalabalık ve sıcak dolayısıyla denizden 30 metre kadar içerde 2 gecesi 75 € bir yer bulduk (5€ pazarlıkla indirdik :) )yer gayet güzel ve devamında kalacaktık ama 2 gece boşmuş , sonrası rezerve imiş.     Gece yolculuğu yaptığımızdan yorgunduk ve güzel bir kahvaltı yapıp siesta saatine uyup biraz uyuduk ve 16:00 gibi çevre turu ve denize gittik.  Sırp plaka bol miktarda var ama 16 ve 34 ler de mevcut :)





     30 / 06 2017      Sabahları erken kalkıp kimsenin olmadığı , denizin çarşaf gibi olduğu saatleri kaçırmamaya özen gösterdik , 07:00 gibi kalkıp denize gidip sıcak bastırmadan ve kahvaltılığımızı alıp kaldığımız yere döndük hep.

***///  Yemek işini nasıl hallettiniz sorusu: ///*****      Yemek işini kendi imkanlarımızla marketten alarak hallettik. Bunun bir kaç sebebi var; Öncelikle kaldığımız yerler de her tür donanım fazlasıyla mevcut , tencere, tava , ocak, buzdolabı...., adamlar plastik el sinekliğine varana kadar koymuşlar odaya. Restoran fiyatlarından daha ucuza mal etmek bir diğer sebep. Bir de bilmediğimiz ortamlarda yediğimizden çocuklar veya biz mideyi bozarsak tatilin rezil olmasından çekindik. Malum devamında bolca yolculuk var ve yollarda konaklama tesisleri yok , ishal vakasını düşünsenize :D 
Yakınlarda 2 tane büyük süpermarket vardı ve ihtiyacımız olan herşey mevcuttu. Fiyatlar üç aşağı beş yukarı bizimle aynı gibi görünüyor ama aslında paramızın değersizliğinden dolayı yüksekler. Aynı görünüyor dediğim , örneğin Litrelik Kola  2,5 diye etiket var bizde de ortalama 2,5 lira diye düşünülüyor ilk etapta ancak €=4.08 gibi olunca 10 TL oluyor . Geçen yıl çıktığımızda o fiyat yine 2,5 idi ama €=3 lira yani 7,5 liraydı ,Yorum sizin !!! [[[[[  güncelleme tarihi 10/05/2018  ve  €=5.1 tl  :(  yani 12.75 tl  ]]]]

      01 / 07 / 2017      İlk kaldığımız yerde süremiz doldu ve sabah kahvaltı yapıp çocukları odada bırakıp yeni yer bakmaya çıktık , yerden bol bir şey yok , fiyatlar çok değişkenlik gösteriyor , önerim sakın ilk gördüğünüz yere atlamayın. Çünkü ilkinden çok ama çok daha harika bir yer bulduk. Maria House denize olan mesafesi 35-40 metre , iki odalı ikisi de klimalı yeni ve tertemiz , yemyeşil bir bahçe (kapıda 75 € yazıyor ama anladığımız kadarıyla uzun süreli birilerine rezerve edilmiş ama biz arada ki boş 4 güne denk gelmişiz , pazarlıkla gecesi 40 € dan anlaştık) Videoları da var ama düzenleyip yüklemek zor geldi :) 

        Yerleşme işlemi , dinlenme , deniz derken akşamında 2 km ötede asıl yer olan Nea Marmara ya gittik.  Oldukça hareketli bir ortam , barlar , kafeler dolu , restoranlar ve kordon gezmesi yapanlar dolu , haa bir de başlarda  aaa bunlar Türk diye Türkçe konuşan insanlar gördükçe heyecen olurdu ama o kadar çok görmeye başladık ki yinemi Türkler demeye başladık ve her ortamda fark edilmeyi başarıyorlar !!!



       02 / 07 / 2017    Biraz daha kalsak mı , Kahvaltı , deniz vs derken yarın yola çıkmaya karar veriyoruz. Çünkü Bursa'dan Rüstem arkadaşımızın düzenlediği Balkan turunda arkadaşlarımız var ve 8 Temmuz gecesi Drama'da Türk - Yunan dostluk yemeğinde bir arada olmayı konuştuk. Biz de bu süreçte gezimizi tamamlayıp Drama sonrasında 1-2 gün daha deniz yaparız diye düşündük.

       03 / 07 / 2017   sabah 05:30 gibi kalkıp ortalığı ve eşyaları topladık. erken kalkan yol alır mantığıyla hemde serin saatlerde yola koyulmak için son kontrolleri yaptık. Saat 07:00 da km sayacımız 533 te Makedonya - Ohrid'e yola çıktık.
     08:30  Selanik'e girmeden çevre yolundan geçtik.   Saat 11 gibi karnımız acıktı , arabanın iç kısmında yiyecekler vardı , hem açlık hem sınırda sorun olur diye Makedonya'ya 10 km kala son köyde yol kenarında açık hava kahvaltısı yaptık :)

Yunanistan - Makedonya sınırında biraz sıra vardı , sınıra geldiğimizde sayaç 916 km ve saat 11:30


MAKEDONYA

397 km - molalarla ve sınır ile 5 saat 52 dk
          Sayılara biraz takarım , Ohride geldiğimizde Kilometre 1000 gösteriyordu. Öncesinde Manastır üzerinden geçtik , henüz 10 ay önce buralarda olduğumuzdan Atatürk'ün okuduğu Manastır Askeri İdadisi ve şehir turunda tekrar aynı yerlere gerek görmedik ve transit geçtik , bu sefer önce ki yol sıkıntılarımız da olmadı :)
Makedonya' da saat farkı var , bizden 1 saat gerideler yani bizim saat 12 iken onlarda 11 gösteriyor.

 OHRİD 

         Ohri diye de okunur söylenir , meydana girdiğimiz anda arabamıza motorlu bisikletli 3-4 kişi takıldı. Biri Bursaaaa diye bağırıyor diğerleri aparment var apartment Turko  diye , yani burada siz yer bulmadan önce onlar size yapışıyor. Hele de tek yön bir yola girdik ve geri dönmek için epey uzaklaştık kadının biri peşimizi bırakmadı , merkezden 4 km uzağa zorla götürdü , ille de mekanı görün diye. Beğenmedik ve merkeze taş evlerin içine kaleye doğru yol aldık. Arabayla gelenlere önerim kale sur kapısına doğru (Arka yoldan da girilebilir) giderseniz aracınızı ücretsiz bırakabileceğiniz yerler var. Aracımızı bırakıp merkezde 25 € ya bir yer bulduk , tabi ki 30 dan düşürdük :).  merkez olması restoran ve barlardan dolayı biraz gürültülüydü ama yorgunluktan çok ta duymadık. 
          Bu arada aracımızı bıraktıktan 1-2 dk sonra yer bakarken gürültülü ve şiddetli bir deprem oldu. bu deprem daha önce yaşadıklarımızdan farklıydı. Sanki yanımızdan dev bir tank ya da dev bir asfalt kırma makinası geçmiş gibiydi. Bazı ev ve restoranların çatılarından kiremitler önümüze düştü.  öğrendik ki 2-3 haftadır günde 5-6 kez oluyormuş , yakınlarda bir dağ eski Yanardağmış.

         Yer işini ayarladıktan sonra çarşı ve ara sokakları gezmeye çıkıyoruz. Türk çarşısının orada meydanda sahne ve afişler görüyoruz. Uluslararası Folklor festivali varmış 1 hafta boyunca , akşamında izlemeye geliyoruz. Gezme sürecinde de Bursa'dan kılıç kalkan ekibinden çocuklara rastlıyoruz.   
        


         Ara sokaklardan yukarılara , kaleye ve amfi tiyatroya doğru gezmeye devam ediyoruz.







          Patika  gibi ara sokaklardan aşağıya inerken kulağımıza klasik müzik sesleri geliyor , kaynağını merak ediyoruz , merkezde ki adını bilmediğim manastırın arka bahçesinde klasik müzik konseri var ve halka açık , biz de oturup izlemeye koyuluyoruz. Bu arada şarkının biri tam başlayacakken bir deprem daha oluyor , seyirci alkışla şefe moral veriyor ve konser devam ediyor. (Yan sokakta Türk gençler kendilerini ne yazıkki fazlasıyla belli ederek Allahu akbaaaaarr  kaçın deprem oluyoooo diye bağırıp dalga geçerek konsere kasıtlı gürültü yaparak oradan kahkahalarla ayrıldılar.)



Akşam üstü Türk çarşısında Türk lokantalarında kaşarlı Ohrid Köftesi ve Skopska (Ohrid salatası da deniyor) salata yedik. Tavsiye ediyoruz , oldukça lezzetli , doyurucu bolca porsiyon ve hesaplı. (mekan ismi vermiyoruz hepsini denemeden tavsiye etmek mantıksız)
Kaşarlı Ohrid Köftesi - Skopska Salata
Ohrid Çarşı
Manastır Kaplumbağası

Eski Yugoslavya ile özdeşleşmiş YUGO marka araba 

Safranbolu tipi evler ve taş yollar evlerin içinden geçiyor




     04 / 07 / 2017     Geceyi geçirip sabah erkenden kalkıyoruz , ben sabah yürüyüşü ve fotoğraf için dışarı çıkıyorum , eşim ve çocuklar toparlanmak için kalıyorlar. ardından yine dünkü Türk mekanlarından birinde güzel bir kahvaltı yapıp Arnavutluk üzerinden Montonegro (Karadağ) KOTOR'a yola çıkacağız.



Ohri sabit pazar yeri
Bu Helikopter böceği gördüğüm en büyüğü , pazar yerinde koluma kondu ve refleksle irkildim , kocaman bir avuç büyüklüğünde , gölden dolayı buralarda ebatlar böyleymiş.

         Ohrid'ten 1005  km sayaç ile yerel saat 10:50 bizim saatle 11:50 de Struga üzerinden Arnavutluk'a doğru yola çıktık. Yaklaşık yarım saat sonra 1033 km sayaçla sınırdaydık.


A R N A V U T L U K



      Arnavutluk bizim için önyargılarla dolu kapalı bir kutuydu. Çünkü öncesinde çeşitli yerlerde hakkında özellikle yollarla ilgili  hep olumsuz şeyler duyduk. Biz sadece transit geçiş için kullanmayı düşündük , keşke zamanımız olsaydı biraz gezseydik. Yollarında herhangi bir sıkıntı yok , acele edip bir yere yetişmeye çalışmıyorsanız. Sınır dağın tepesinde ve sonrasında bol virajlı ama harika manzaralı yoldan aşağı iniyorsunuz. Manzara gerçekten harika ama hareket halinde fotoğraf çekmek biraz zor , durmakta virajlar için sorun. Tiran' a kadar neredeyse yolun tamamı bir akarsu kenarından ve doğa muhteşem , yolda sizinle beraber eski bir demir yolu ve asma köprüleri size eşlik ediyor.

      Yolda genel olarak sıkıntı yok demiştim , forumlarda en çok hız limitinin düşüklüğü , kaba şoförleri ve Tiranda ki keşmekeşlikten bahsediliyor. Bunu yazanlar hep otoban ve Almanya gibi bir ülke de mi yaşamışlar. Saygısız şoförlere hiç ama hiç yabancı değiliz , burda da aslında hiç rastlamadık. Şehir içlerinde hız limiti 40 , ama zaten çok şehir içi görmüyorsunuz , ayrıca dağlık ve orman içinde de düşük ama istesenizde virajlar hıza müsade etmeyecek.
        Elbasan ilinden sonra Tiran'a otoban var ama yarısı inşaat halinde , şehir merkezinde yol bir anda inşaat şantiyesine dönüşüyor ve sizi ara sokaklara yönlendiriyor , yönlendiriyorda size gideceğiniz yolu söylemiyor , bundan sonrası sizin yeteneğinize bağlı. Biz gidişte falan sorun yaşamadık ama dönüşte herkesle aynı daire çizme olayını yaşadık , onu da dönüş için ayrıca anlatacağım.








          Arnavutluk'u dönüş yolunda tekrar anlatacağım  ,  1240 km sayaçla Türkiye saatiyle 17:05 te Arnavutluk - Karadağ ortak sınırına geldik , sınırda kuyruk var ve çingene dilenciler arabalara musallat oluyor.  Yaklaşık 40 dakika kadar sıra bekledikten sonra 17:45 itibariyle Karadağ'a geçtik.



K A R A D A Ğ  - M O N T O N E G R O

346 km 9 saat 16 dk  ( Hız sınırlamaları bir çok yerde 40 olunca ve dağlık virajlı yollarla zaman çok uzuyor)
             Karadağ adından da anlaşıldığı üzere , yüksek dağlık bir ülke , dağlardan dolayı bazı yollar neredeyse tek arabalık gibi daralıyor ve virajlı , ama genel olarak yolları güzel ancak manzarası muhteşem. Arnavutluk sınırından hemen sonra ULCİNJ  (ÜLGÜN)  kasabasına gidiyoruz  , %90 müslüman olduğunu öğreniyoruz , gidiş yolu dar ama manzarayı ve yeşilliği seyretmeye doyamıyoruz.





Doğal tünel , kayanın içinden geçiliyor , hiç bir kolon , kiriş , direk vs yok , tamamen doğal.




             Ülgün bize kalabalık göründü , yaz aylarında nüfus 8-10 katına kadar çıkabiliyormuş , otopark ve zaman sıkıntısından şöyle bir içinden geçiyoruz ve hedefte Kotor var diyerek  yola koyuluyoruz.
Zaman hep engel , anlıyoruz ki sadece Karadağ için en az 1 hafta lazım. Budva yı   -ki en görülmesi gereken ve de denizinden faydalanılması gereken yer- bile tepeden görüp es geçiyoruz.

           KOTOR            

              Akşam saat 20:00 gibi Kotor'a geliyoruz , burayı kendimize merkez yapıp buradan Dubrovnik ve Mostar yapmayı planlıyoruz.   Hemen kalacak yer işini ayarlıyoruz , merkeze 4-5 dk yürüme mesafesinde güzel bir yer buluyoruz , pazarlıkla ilk gecesi 45€ (5 i yönlendiren kişiye komisyonmuş) 2 ve üçüncü gecesi 40 € ya yer buluyoruz. Nancy adında , baba Amerikalı anne Karadağlı çok sempatik ve ilgili bir bayanın yeri. (Apartment Nancy) . Yerleşip yemek işini hallettikten sonra kısa bir akşam turu yapıyoruz , yorgun olduğumuzdan çok detaya girmiyoruz.


  

           05 / 07 / 2017     Nancy  bize  akşamdan bize Kotor Fortress veya Giovanni Kalesi olarakta bilinen kaleye tırmanın ön bilgilerini güzelce veriyor. Sabah çok erken çıkmalısınız , sıcağa kalmamalısınız ve de yanınızda en az kişi başı2 şer litre su bulundurun diyor ama biz gecenin yorgunluğundan sabah bahçemizde Kotor körfez manzaralı güzel bir kahvaltı yapıyoruz.
          Keşke Nancy'i dinleseymişiz. Çeşitli verilerde farklı sayılar olsa da ortalamayı ve en çok yazan rakamı baz alarak kaleye zorlu , kaygan , dar ve yüksek basamaklı yaklaşık 1350  merdivenle çıkıyoruz.  Öğlene doğru evden çıkınca en sıcak saatlerde tırmanıyoruz , basamaklar iki kişi yan yana geçmesine müsade etmeyecek darlıkta , basamak yanında dik ve çakıllı kayalıklı  kaygan zeminden ibaret.  Çıkarken yol boyunca en az 20 kez mola verdik , güneşin en sıcak saatlerinde 2 şer litre su yetmedi bile. Ama finalde bu yorgunluğa deyecek muhteşem bir manzara bizi bekliyordu.   Buraya çıkmayan Kotor'a  gittim demesin.
          Old Town içinden bir kapıdan çıkılıyor ve de kişi başı 3 € ödeniyor.









Bizimkiler selfie derdinde  :)





             Zorlu bir tırmanıştan sonra daha kısa sürsede yine zorlu bir iniş yaptık , kayıp düşmemekte ayrı bir sorun , üç saatten fazla sürüyor çıkıp inmemiz.  Old Town'a geri dönüyoruz ve şehrin dar ve tarih kokan sokaklarında büyük bir keyifle dolanıyoruz. Eski kiliseler , katedraller , tiyatrolar , kale içine girişte filmlerde ki gibi asma köprülü kapılar vs vs..... Şehrin tüm sokakları sanat dolu.






Cadılar otoparkı :)



















        06 / 07 / 2017   1365 km sayaçla Dubrovnik'e doğru yola çıktık , bir buçuk saat kadar sonra (yolda harika Kotor körfez manzaraları için durmalar da dahil)  1417. km sayaç ile Karadağ - Hırvatistan sınırına geldik. 10 dakika kadar bekleme ile sınırı kolayca geçtik.
***** Karadağ'da kaldığınız yerde küçük bir konaklama kağıdı dolduruluyor , mutlaka bunu pasaportun içinde bulundurun , kapılarda sorarlar ve de beklemezsiniz*******






 H I R V A T İ S T A N   -  D U B R O V N İ K  

        Hırvatistan yine dağlık ama yolları oldukça düzgün ,  Dubrovnik ise çok kalabalık.   
Dubrovnik gezmek için harika bir yer ama uyarmalıyım ki çok pahalı ve otopark çok ciddi sorun.  3 kere şehre giriyoruz ve yer bulamıyoruz , boş diye yol kenarına bıraktığınızda aracınız çekilebilir , otopark ücretlerinin de 30-45 € arası olduğunu bir çok yerde okumuştum. Biz de Dubrovnik'e gelmeden 5 km kadar kavşakta bir benzinliğe rica edip aracımızı oraya bıraktık.  10 numaralı otobüs ile merkeze gittik.
        Game Of Thrones dizisinin bazı bölümlerinin de çekildiği  kale içinde insan seli ile karşılaşıyorsunuz.  kale surlarına çıkış ücretli , ara sokaklarda kaybolmak harika , ilgi çekici dükkanlar da var ancak tarihi doku iyi korunmuş.  Tarihi çeşmelerinden sular akıyor , Avrupanın en güzel içilebilir suyuymuş , denedik gayet güzel.






























Dubrovnik daha çok gezilmeli , gecesi yaşanmalı vs ama programımızda Mostar var ve de çok sıcak bizi biraz yordu. Dubrovnik'ten ayrılıyoruz Mostar'a doğru yola çıkıyoruz , çıkmadan önce sınıra yakın KONZUM adlı bir marketten yolda atıştırmalıklar alıyoruz  , Oğlum Fanta benzeri bir içecek buluyor :)

1508. km sayaçla Hırvatistan - Bosna Hersek kapısındayız , geçiş çok kısa ve kolay oldu.

      B O S N A   H E R S E K  -  M O S T A R     


          Mostar köprüsü için bir daha buralara gelemeyiz , bu kadar gelmişken uğramazsak aklımızda kalır diyerek yola çıktık , açıkçası o kadar yola değer mi diye de sonradan çok sorguladık. Çünkü ; saatlerce  yol gidiyorsunuz  sadece bir köprü ve hüzün , geri kalan her yerde gelenden ne kurtarırsam mantığında restoran ve hediyelik kazıkçıları , herkesin dünyası PARA olmuş.
          Hırvatistanda Dubrovnik öncesinde aracımızı bıraktığımız için Google haritalar Dubrovnik içinden standart yolu değil hemen hemen aynı mesafede olan alternatif yolu veriyor bize , diğer yolda durum nedir bilmiyorum ama yollar güzel olmasına gayet güzel de belki 100 km boyunca bir kaç ufak yerleşim yeri dışında ölüyorum desen su verecek kimseler yok , benzinlik yok İNSAN yok.  Mostar' a yaklaştıkça biraz hareket gördük.  Mostar'a geldik , köprü üzerinde ki kaya zemin çok kaygan , düşmemek için çok dikkat etmek gerekiyor. Hediyelik dükkanlarını gezerken köprüden atlayıp fotoğraf için para toplayan gençleri uzaktan videoya da aldık.Açlığımızı bastırmak için bir fırın bulduk ve bürek yedik , Boşnak Böreği meşhur diye , güzeldi ama çok extra bir lezzet değildi.
             Saray Bosna Mostar'dan çok daha güzel olmayacaktır zaten Mostar'a da bu kadar yol değdi mi diye düşünürken saat epey geç olmuş ve dönüş yolumuz karanlığa kaldı diyoruz.  Özetle Konya Cami gezmesi gibi bir durum var ortada , tarikat ve dergahlar buralarda da dolu.










            Mostar'dan 1644 km sayaç ile 20:45 te Karadağ'a kaldığımız yere doğru hareket ediyoruz.
Yol ayırımından sonra yollar git gide ıssızlaşıyor , yol boylarında çok alakasız ve ıssız yerlerde Polis kontrol noktaları pusuda , bazı yerlerde toprak köy yolu kıvamı oluyor , hatta karşıdan araç gelse tarlaya çıkmak zorundasınız. Zaten onca yolda doğru dürüst araç yok ve arkanızdan bir araç gelse tedirgin oluyorsunuz , uzaklarda köy ışığı falanda yok , neyse ki dolunay az da olsa etrafta etkili. Ama korkunun tanımı burada ortaya çıkıyor '' kendi kendimize yaptığımız kurgular''  :) İn cin top oynayan yollarda hep soru şu , acaba gerçekten bu yol Karadağ'a mı çıkıyor yoksa bir tarla yolu mu. Dağ başında bir sınıra geliyoruz.  Sınırda tırlar ve kamyonlardan uzun bir kuyruk , ama bize yol veriyorlar sağ olsunlar. Şu ana kadar ilk defa bagajı açtırıyorlar , hiç bir şeye dokunmadan şöyle bir bakıyorlar formaliteden.

450 km  (iç gezmeler sınırlar vs 10 saat 20 dk)
       Issız yollar Karadağ'ın bu bölgelerinde de epey devam ediyor , taa ki tepeden Kotor körfezini görene kadar.  Körfez manzarası gece de güzeldi ve saat 24:00 da kaldığımız yere geldik.




    07 / 07 / 2017   Sabah erken kalkıyoruz , kahvaltı , kazırlık , Nancy'ye veda derken Kotor'a da veda ediyoruz.  Budva aklımızda kalıyor , bahanemiz zaman kısıtlılığı. Yer aramak ve otopark sorunu da etken. Onu da inşallah başka bir zamana diyerek yoldan görmeyi tercih ediyoruz. Ancak bu yazıyı yazdığımız süreçte gezmediğimiz ve orada denize girmediğimiz için çok pişmanlık duyuyoruz , Kotor- Budva arası 15-20 dakika , Kotor'da kalıyorken bile otobüsle vs gidip otopark ve yer arama zahmetinden kurtulabilirmişiz.
Sveti Stefan adası - Budva 
Budva sahilleri
268 km - 5 saat 52 dk
          1891 km sayaçla saat 13:50 de Karadağ - Arnavutluk ortak sınırındayız , epey sıra var , hemen önümüzde 07 Plakalı Türk arabasını görünce sırada can sıkıntısı da olunca gidiyorum aracın camını tıklamaya. Yabancı sanıp hello diyorlar ben merhaba diyince başlıyor koyu sohbet. Biz çok yol katettik derken adamlar Macaristan , Avusturya vs çok daha büyük bir daire çizerek , üstelik ta Antalya'ya gidiyorlar. (Yol çok uzun bahanesine sığınanlara duyurulur!!!)
          Sıra Antalyalıya geliyor sonra biz derken Antalyalı el sallayıp işini bitirip hareket ediyor. Bu sırada biz gişeye yanaşırken Arnavut bir minibüs tur şöförü elinde bir sürü pasaportla araya giriyor  @*^&€æ$£... anladınız siz onu..... 

   A R N A V U T L U K   (Dönüş Yolu)   


     Arnavutluk'tan geçmek dönüşte daha rahat , ön yargılar ilkinde yıkılmış ve de artık yolları biliyoruz ya , ama bu Tiran'da hiç tabela olmayan otoban inşaatında kaybolmamıza engel olamadı. :)
Navigasyon bizi bir yerlere yönlendiriyor ama gittiğimiz yer çıkmaz yol ya da kapalı. Başka bir sokağa yönleniyoruz derken aynı yerde daire çiziyoruz , sezgilerimizle hareket edelim yol görünüyor diyoruz o da tek yönlü bir yolla ters istikamete çıkıyor falan derken , taksicinin birine sorduk o da takip edin bende aynı yere gidiyorum dedi de Allah'tan doğrulttuk yolu...

İşkodra kalesi






Ohrid Gölü Arnavutluk sınırından görünümü (Sol alt köşe Ohrid.)
      2133 km sayaç ve saat 18:48 de Arnavutluk - Makedonya sınır kapısına geldik , iki kapıdan da 10 dk da geçtik. 2160 km ile tekrar Ohrid'teyiz ve dönüşte tekrar istasyonumuz , mola yerimiz burası. Tekrar aynı yerde aynı odada kalıyoruz , gece yine sarsıntılar olmuş ama ben yorgunluktan hissetmedim hiç.   gelir gelmez yerleşip kendimizi dışarı atıyoruz , Bursa'dan gelen arkadaş grubumuz ile (Otobüs Turu)  Dubrovnikte denk geliriz diyorduk ama kalabalıktan olmamıştı ,  Ohrid'te karşılaşıyoruz ve onlar tekne turuna çıkıyorlarmış bizde dahil oluyoruz.  Forumlarda tekne turu yapmadan gelmeyin diyorlar ama ben pek te üfff amma güzel diyecek bir durum görmedim , yetişkin 10 çocuk 5 € dan 30 € verdik ama bence gidilmeyebilirmiş , tek artısı arkadaşlarımızla bir arada olmaktı.  
          Bu arada çarşıda akşam üzeri iki genç kızın elinde para ile fotoğraf çektirmek için iki kocaman *YILAN* vardı ve gidiş yolunda ben yılanları elime almak istediğimi belirttiğimde eşim saçmalama ve de hadi canım sende yaklaşımları ile beni ciddiye almamıştı. Ben bunu interrail grubunda ki arkadaşlarda da görüp niyetlenmiştim. Bu defaki süreçte yine yılanların oradaydık  ve bizimkiler yılanları seyrederken ben bir anda 2 € verip büyük yılanı kucağıma aldığımda bizimkiler ufak çaplı şaşkınlık , şok arası birşey oldular.  Hemen fotoğraflar derken bir şokta ben yaşadım. Benden hemen sonra hiçbir öneri ve baskı olmadan 7 yaşında ki oğlum (ki muhtemelen yılanın ağırlığı ondan daha fazla) bir öncesinde korkudan yolunu bile değiştirirken direk yılanların yanına geldi bende istiyorum dedi. Ben bir şok yaşadıktan hemen sonra fotoğraf makinasına sarıldım. Derken  ölü böceği bile eline peçeteyle alamayan eşim küçücük çocuk yapıyorsa bende yaparım cesaretiyle o da Yılanı kucakladı. Bir tek kızım cesaret edemedi. Çok değişik bir deneyim ve özgüven oldu bize , öneririm.
         Gezmemizi yapıp yemeğimizi yedikten sonra onlar hotellerine bizde yerimize ayrılıyoruz.











Elveda Rumeli dizisinde Kaymakamın eviymiş

        Daha Bursa'dan tatil öncesi planladığımız konu ve açıkçası Karadağ'da daha uzun kalacakken Budva'yı ve deniz tatilini yaşamadan dönmemize gerekçe konu , tur ile gelen arkadaşlarımızla bir arada Yunanistan- Dramada bir etkinlik planlanması ve 8 Temmuz akşamı bu etkinliğe bizimde davet edilmemizdi.  Tüm planımızı ona göre yaptık.

 08 / 07 / 2017     Sabah 07:30 da kalktık ve kahvaltı , hazırlık vs 10:10 da 2160 Km sayaçla Yunanistan'a yola çıktık.  2244 Km ile saat 12:55 te  Makedonya - Yunanistan sınırındayız.

437 Km - 7 saat

   Y U N A N İ S T A N   (Dönüş yolu ve yeniden)


      Saat 17:15 te Dramaya geldik , Gruptan arkadaşlarla akşama onların kaldığı Kouros Hotelde beraber olacağız. Bize biraz pahalı geliyor ve bu hotele yürüme mesafesinde ancak araba ile gittiğimiz bir hotel ayarlıyoruz. Tatil sürecinde en pahalı yerimiz burası ki bu da pazarlıkla ve kahvaltı dahil 60 € :)
önce kısa bir Drama turu yapıyoruz , burası turların güzergahında değil ama bence olmalı , Kavala'dan yarım saatten az sürüyor ve de Türk ve Türkçe bilen Yunan vatandaşı çok fazla , özellikle akarsu olan park harika.
    Yolu Selanik güzergahı olan herkesin Dramayı mutlaka görmesini öneriyoruz. Yolda da Drama köprüsünü dinleyiniz  , hatta Dramanın içinde yaparlar pazar türküsü de  ... :)






      Akşam  Bursa Tur grubundan arkadaşlarımızla davetin verileceği hotelde buluşuyoruz , Yunan dostlarımız bizi harika bir şekilde ağırlıyorlar , Drama Belediye başkanından tutun da Emniyet müdürü gibi şehrin önemli kişileri de bizimle birlikte , bende Yunan müzisyenlerle birlikte sahne alıyorum ve sonrasında DJ'lik yapıyorum , oldukça eğlenceli bir akşam geçiyoruz ve harika insanlarla tanışıyoruz.







 
               09 / 07 / 2017   Sabah erken kalkıp 09:45 te 2594 km sayaçla Drama'dan Kavala yönüne hareket ediyoruz , deniz tatili bize yetmedi , biraz daha buralarda kalalım diyoruz , Kavala'ya girdiğimizde yol ayrımından sola gidildiğinde merkez var ama orayı 4 kez gördük ve sağ tarafa sahil şeridini görmeye gidiyoruz. Kalabalık ve şehir görünümünü beğenmeyip Gümülcine'nin kıyı kesimi Porto Lagos ve oradan Fanari'ye geçiyoruz.
140 km 3 saat

            Fanari'de merkezde 2 odalı balkonlu denize sıfır 40 € ya güzel bir yer  bulduk fanari merkezde denize pek girilmiyor ama Fanari'den öte 1 km ileriden başlayan çoook uzun bir plajı var , hafta sonu olduğundan oldukça kalabalık ama plaj büyük , yer sorun olmuyor , bizde öğleden sonramızı deniz keyfiyle geçiriyoruz.



             10 / 07 / 2017  sabah erken kalkıyoruz deniz için ve deniz çarşaf gibi ve temiz , ortalık çok sakin , dünkü kalabalıktan eser yok. Sabah deniz sefasından sonra kahvaltımızı edip saat 11:45 te 2757 km sayaç ile Gümülcine üzerinden Bulgaristan'a yola çıkıyoruz.

            Makaza sınır kapısına 2814 km sayaç ile  saat 13:00 da geliyoruz ama çok fazla sıra var ve 14:08 de ancak geçebildik. 


   B U L G A R İ S T A N   


           Bulgaristan'a tatil amaçlı değil , orada ki akrabalarımızı ziyaret amaçlı giriyoruz , Kırcaali üzerinden Haskovo'ya uğrayıp gece geç saatlerde Türkiye'ye dönüyoruz. Daha önce belirtmiştim biraz sayılara takılırım diye , çok enteresan ki Kapıkule sınır kapısında gişelerde Sayaç 3000 kilometredeydi  :)




Babamın doğup büyüdüğü köyün tabelasını çekmeden edemedim (Kanyak)


Kapıkule'den girişte kilometre sayacı 3000 km



    YOLCULUK   ANALİZİ  , ÖZET  ve   ÖNERİLER    


      Lüleburgaz'dan hareket edip yine Lüleburgaz'a döndüğümüzde kilometre sayacımız 3100 kilometrede.  Bunun 260 kilometresi sınırlarımızda ve de yurt dışında da fazladan (turların gittiği güzergahlardan ekstra ve deniz tatilleri) ortalama 300  e yakın kilometre düşülürse sınır çıkışından dönüşe ortalama 2500-2750  km yol eder. (İzmir - Van arası sadece tek yön 1816 km)
         
      12 gün süren bir tatil ve yolculuk süreci , yollarda kurallara uyduğunuz sürece problem olabilecek hiç bir durum yok ve genel olarak yollar güzel. Benzin Yunanistan'da bizimle hemen hemen aynı hatta bazı yerlerde bi kaç kuruş fazla ama diğer Balkan ülkelerinde bize göre çok daha ucuz.  

       4 kişilik bir aile , 12 günlük tatilde  7 farklı ülke , tüm masrafımız ortalama 5000 tl civarı , bunun ortalama 1000 liralık  kısmı yakıt , 1750 Lirası (430 €) konaklamaya ait. geri kalan kısımda yeme içmenin dışında şahsi alış verişler ve hediyelik eşyalarda mevcut.

       En çok karşılaştığımız soru dil bilmeden yol bilmeden nasıl cesaret ettiniz? 
       Google translate çevirim dışı dil paketinde gideceğimiz ülkelerin dillerini önceden yükledik ne olur ne olmaz diye ama hiç kullanmadık. Dil bilmeye ihtiyacınız yok , bir şekilde mutlaka anlaşıyorsunuz . Bodruma tatile gittiğinizi düşünün , tatile birlikte gittikleriniz dışında başka kaç kişiyle ne kadar ve neyi konuşuyorsunuz bir düşünün.
        
       Google haritalar programı yolculukta en büyük ve tek klavuzumuz , teşekkürler SILA (haritalardaki sesin sahibi :) )   en çıkmaz , en ıssız , en karışık yerlerde mutlaka bizi doğru yola çıkarttı.  bunun için yapılması gereken , Google Haritaları telefonunuza yüklüyorsunuz , programa girip çevirim dışı alanlar kısmına gelerek internetiniz varken gideceğiniz alanları yüklüyorsunuz , sonra dağ başında bile ve de internetsiz güle güle kullanıyorsunuz.
        
      Cesaret konusunda bizim korkmamızı gerektirecek hiç bir durum yok , internette okuduğunuz olumsuz düşüncelerden etkilenmeyin. (hırsızlık , trafik cezaları , radar kontrolü ...) Kaldı ki ülkemizde de aynı riskler  , trafik kuralları ve cezaları mevcut.  

     Bu yazıyı hazırlamam 1 haftamı aldı , parça parça hazırladığımdan bazı ayrıntıları atlamış olabilirim ve sona geldiğimde iyice yorulduğumdan aklıma yazacak başka bir şey gelmiyor.

     Yardım isteyen ya da soruları olan herkese elimden geldiğince bilgi vermek isterim.

     Serkan ALTAY         gitarci@yahoo.com